11 Şubat 2020 Salı

Rıfat N. Bali - Tarz-ı Hayat'tan Lifestyle'a

Image result for Rifat Bali - Tarz-ı Hayat'tan Lifestyle'a80 sonrası yaşanan toplumsal dönüşümü gözler önüne serme iddiasında olan pek çok kurmaca eser var, ya da yaşanan dönüşümü analiz eden akademik çalışma. Fakat darbeden sonra "Şimdi gülme sırası bizde" diyen zenginlerin bu yirmi yıldaki serencamını anlatan çok fazla çalışmaya da rastlamıyoruz.

Rıfat N. Bali, çok ama çok yoğun bir medya taraması yaparak (ve çok az miktarda da olsa yüz yüze görüşmelerle de destekleyerek) bu boşluğu doldurmanın peşine düşmüş. 80 sonrası burjuvasının öncekinden nasıl ayrıldığının. Yapılan iş medya taraması olduğu için ve özellikle 90'larda geleneksel medyanın (internetin de ciddi anlamda yokluğunda) en ilgisiz vatandaş tarafından dahi dikkatle takip edildiğinden, ortalama üstü bir bir hafızaya sahip olan okurlar yapılan hatırlatmaların birçoğuna ihtiyaç duymayacak, tespitlere de şaşırmayacaktır. Zenginlerin, elvette arkalarına medyayı da alarak, kendilerini "sorumluluk sahibi aydın" ya da "kanaat önderi" olarak öne çıkarması mesela. Veya İstanbul'a göçün kendini buranın sahibi addeden elitlerde yarattığı panik, huzursuzluk ve öfke karışımı duygusal tepki, bunun sonucu olarak yeni elit mekanlarının oluşması vesaire. Bunları yeniden okumanın ekstra ufuk açıcı bir tarafı yok ama hafıza tazelemek, hele hele yenisinden yaka silktikçe eski Türkiye'nin daha bir kaş göz ettiği günümüzde, oldukça faydalı.

Laboratuvarda bambaşka bir şeyi araştırırken yanlışlıkla hiç de arzu etmediği bir icat yapan şaşkın bilim insanları misali, yazarın yöntemi olan medya taramasını seçerek yaptığı hata kitabı amacından (zenginlerin sosyolojik değişimini tespit etmek) saptıran ama bu kez de tam da sahasına yani medyaya dair hiç de fena olmayan bulgular ortaya koymasını sağlayan güzel sonuçlar vermiş. Mine G. Kırıkkanat, Güngör Uras, Mehmet Barlas, Okan Bayülgen, Meral Tamer, Serdar Turgut, Cengiz Çandar ve elbette Ertuğrul Özkök gibi, her ne hitmetse bugün hâlâ boruları öten (yuh olsun bizlere!) isimlerin söylemleri üzerinden 80 ve 90'larda yaşanan dönüşümde medyanın aktif rolünü ve maddi değişimini gözler önüne sermesinin kitabı takdire şayan kıldığını teslim etmek gerek.

Mehmet Barlas'ın Broadway müzikali izlerken verilen aralarda cin tonik yudumlamayı alışkanlık hâline getirmesi ya da Ertuğrul Özkök'ün NESKAFE yudumlamayı elit bir hareket olarak ballandıra ballandıra anlatması gibi detaylar bu hacimli kitabın su gibi akmasını sağlıyor zaten. Bence bir göz atın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder