13 Kasım 2017 Pazartesi

Jules Verne - Edom,Frrit-Flakk,Humbug (Fantastik Öyküler)

Edebiyatçılar üzerine yazılan tezlerden nefret ederim. Bu çalışmalar çoğunlukla zorlama olurlar, edebi ürünlere boylarını fazlasıyla aşan önemler atfederler. Ama sanırım Jules Verne üzerine yazılan nitelikli bir tez basılsa parası neyse verip alırım. Hele ki "çocuklara pozitif bilimi sevdirme" misyonunun Jules Verne edebiyatına bindirilmesi olgusu başka ülkeler için de geçerli midir, ciddi merak ederim. Bir de Jules Verne'nin döneminin toplumu ile ilişkisini tabii, çünkü metinlerine baktığımızda denizler altıydı, aya yolculuktu derken Jules Verne için bilim toplumdan kaçıştan başka bir anlama gelmez. Zaten bu iki husus birbiriyle ilişkilidir bence: 19. yüzyılın bilim sevdasına toplumsal ilerleme ve refah gibi somut imkanlar üzerinden değil, dünyayla oyuncak gibi oynayabilecek olmanın heyecanıyla kapılmış gibidir Jules Verne. Bu yönüyle bilime yönelik heyecanı saf bir çocukluktur. İşte tam bu yüzden yeni felsefi/toplumsal sorgulamaların alanı olan bilimkurgu türü onun elinde çocuksu bir macera oyunu olur.

Jules Verne'in daha önce hiç duymadığım, tesadüfen karşılaşınca nostaljik bir merak içinde bitiriverdiğim bu kitabı da görüşlerimi değiştirmedi. Jules Verne gerçekten bir edebiyatçı olarak çok kötü. Kullandığı edebi tekniklere bakılarak değerlendirildiğinde ona "edebiyatçı" demek, eline makas alan herkese "terzi" demekten farksız. Fakat resimdeki bu sakallı makallı adamın bilimin herhangi bir dalını gözünün önüne getirdiğinde "Bu bilim ne maceralara kapı açar be!" diye kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde kapıldığı o çocuksu heves ne yalan söyleyeyim bende tuhaf bir saygı uyandırıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder